top of page
Leaves Shadow

Tıp Eğitimi

Tıp Eğitimi, Feyza Erkan ve Olcay Neyzi ile

Olcay Neyzi’nin İstanbul Tıp Fakültesi’nde tıp eğitiminin ülke gerçeklerine cevap verecek nitelikte geliştirilmesi için yıllar önce İstanbul Tıp Kurultay’ının ilk kez düzenlenmesine öncülük yapan öğretim üyesi olduğunu sonradan öğrendim. 1977 yılında İstanbul’da Rektör Haluk Alp ve Dekan Güngör Ertem’in desteğiyle düzenlenen bu Kurultay, bir anlamda Hacettepe’de heyecan yaratan bütünleşmiş (entegre) tıp eğitimi modelini de tanıtıp tartışılmasını amaçlamış olmalı. İstanbul Üniversitesi, Türkiye’nin bilim tarihinde önemli yeri olan bir kurum. 1933 Üniversite Reformu’ndan beri bu sorumluluğu yerine getirmek için çabasını sürdürüyor. Olcay Neyzi’nin arşivinde sakladığı bir doküman dikkatimi çekiyor. 
 

Zamanın Maarif Vekili Reşit Galip’in Anadolu Ajansına 31 Temmuz 1933 tarihli demeci: “Profesör, sadece bir takrir makinası değil, talebeye ilmi ilhamlar veren, rehberlik eden, onun çalışma ve araştırma şevkini daima coşkun tutabilen kaynaktır. Hakiki profesör, kendisi de ilmin daimi talebesi olan kimsedir.”
 

Kurultayı izleyen süreçte de “Hakiki profesörler” olarak isimlendirmek istediğim bir grup öğretim üyesi İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi ’nde, 1750 sayılı Üniversite Yasası’na dayanarak, 1977 yılında Tıp Eğitimi Araştırma Enstitüsü’nün kuruluşunu sağlarlar. Olcay Neyzi, Güngör Ertem, Enver Tali Çetin ve Kurtuluş Töreci, bu ekipten tanımış olmaktan gurur duyduğum değerli isimler. Amaç ve işlevi anlamlı sözcüklerle belirtilmiş: “Yurt koşulları ve sağlık sorunlarının önceliklerine göre yetiştirilecek hekimin niteliğini saptamak, eğitimin etkinliğini artıracak ilkeler belirlemek ve yöntemler geliştirmektir. Var olan farklı tıp eğitimi yöntem ve programlarının incelenmesi, sorunların belirlenmesi, öğrencilerin araştırma ve öğrenme isteklerini uyarıp güçlendirmek, öğretim üye adaylarının iyi öğreticiler olarak yetişmeleri için programlar hazırlayıp uygulamak, mezuniyet sonrası sürekli eğitimin düzenlenmesi, ilgili toplantı ve yayınların yapılması, bu amaç için yapılması planlanan işlerdir”. Bu Enstitü’nün kuruluşu tüm illerin Tabip Odalarına duyurularak işbirliği istenir. 
 

Ülkede sıkıntılı yıllar sürerken, Olcay Neyzi’nin ifadesi ile “Üniversite Yasası yerine, 1981 yılında Yükseköğretim Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle işlevsiz kaldı bu Enstitü”. Daha sonra İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne (TEUAM) dönüşerek varlığını sürdürse de, değişen çalışma koşulları ve ülke düzeyinde yeni standart düzenlemeler arasında amaçlanan çalışmalar sessiz kalır. 
 

YÖK uygulamaları ile sayıları artan yeni tıp fakülteleriyle birlikte çok sayıda hekimin mezun olmaya başlaması, tıp eğitiminin ülke düzeyinde iyileştirilmesi arayışlarını artırır. 1988 yılında Dünya Tıp Eğitimi Federasyonu tarafından geniş katılımla hazırlanarak yayınlanan Edinburgh Bildirgesi de tıp eğitiminin etkinliğinin değerlendirilmesi ve eğiticilerin geliştirilmesi gereğine değinmiştir. Aynı yıl Avrupa Tıp Eğitimi ve Avrupa Tıp Fakülteleri Dekanlar Derneği’nin ortak toplantısı İstanbul’da yapılır. Nusret Fişek, Olcay Neyzi, Turan Akıncı, Nazmi Bilir ve Tıp Fakültelerinden az sayıda Dekan bu toplantıda yer alır. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi de 1988 yılında bütünleşik (entegre) sisteme geçmiştir; entegre sistem uygulayan Dokuz Eylül Tıp Fakültesi’nde ise yeni bir yaklaşım olarak “Probleme Dayalı Öğrenme” modeli uygulama hazırlıkları vardır. 1990 yılında Ankara Tabip Odası’nda eğiticilerin eğitimi bir çalışma grubunun konusu olur. Ankara Tıp Fakültesi tarafından hazırlanan ilgili rapor Türkiye’de Tıp Eğitimi Araştırma Komisyonu çalışmalarında yer alır. 13. İstanbul Tıp Kurultay’ında da bu konu özel bir oturum konusu olmuştur. 
 

İzleyen yıllarda, tıp eğitiminde klasik modelle öğretim yapan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesinde de hareketlenme olmuş, 17-19 Ekim 1996 tarihinde bir Tıp Eğitimciliği Sempozyumu düzenlenmiş, Avrupa’dan farklı tıp eğitimi modellerini tanıtan uzmanlar bu toplantıda paylaşımlar yaparak, eğitim yöntemi (metodolojisi) ve değerlendirme içerikleri yanı sıra, TTB Tıp Eğitimi Kolu’nun katılımıyla Türkiye’nin gelecekteki gereksinimleri ve daha iyi bir tıp eğitimi yapılması için gerekenler tartışılmıştı. İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin yeniden canlandırılmasında bu toplantının önemli yeri vardır. 
 

Genel Cerrah olan Dekan Prof. Dr. Mesut Parlak, bu merkeze cerrah adaylarının gelişmesine önemli katkılar yapan kitaplarıyla ünlü Prof. Dr. Ünal Değerli’yi Başkan olarak atadı. Prof. Dr. Olcay Neyzi’den sonra Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı olan kardiyolog Prof. Dr. Talat Cantez de, varlık gösterilmesi gereken yeni bir alan olarak, tıp eğitimiyle ilgilenmeyi amaç edinmişti. Düzenleme Kurulunda yer almamı istediği için katıldığım ilk toplantı, Tıp Eğitimciliği Sempozyumu, onun Başkanlığında gerçekleşmişti. Eğitim etkinliklerimizin ilgisinde, ekibimizden Uz. Dr. Nuriye Ortaylı bu toplantıda “Bir eğitici eğitimi deneyimi: Umman’da Kadın Doğum uzmanlarına aile planlaması ve rahim içi araç uygulaması için eğitici eğitimi” bildirisini paylaşmıştı. Bu toplantıdan daha da önce, arşivimde saklamış olduğum Prof. Dr. Zafer Öztek’ten gelen 1996 Mayıs tarihli bir faks mektubunda, kendisinden istediğim Hacettepe Tıp Fakültesi’nde (1975-1976 ve 1995-1996 yılları) uygulanan ders programlarını gönderdiğini bildiriyor ve “Bütünleşik (entegre) sisteme geçmeyi planladığınız için de sizi kutluyorum, elimizden gelen her tür desteği vermeye hazırız” sözleriyle mesajını bitiriyor. Bu belge, daha o günlerde entegre sisteme geçme tartışmalarını yaptığımızı kanıtlıyor. Evet, bu yol çok uzun sürdü. Uzun süren savunuculuk ve planlama, düzenleme etkinlikleri sonunda İstanbul Tıp Fakültesi ilk kez, 2012 yılında öğrencilerine uygulamak üzere bütünleşik (entegre) sistemle eğitim yapmaya başladı.

 

İTF’de tıp eğitiminin geliştirilmesi doğrultusunda ilerlemede önemli bir girişimin, öğretim üyeleri için eğitici eğitimi programlarının başlatılması olduğunu düşünüyorum. 
 

TEAUM, Ünal Değerli Başkanlığında Profesör öğretim üyeleri Farmokolog Lütfiye Eroğlu, Ürolog Haluk Ander, Fizyolog Zeynep Aydın (Solakoğlu) ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Feyza Erkan yönetiminde konferanslar düzenleyerek etkinliklerine başladı. İlki, 7 Mayıs 1997 tarihli, “Tıp eğitiminde reform gerekli mi?” başlığı ile Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emin Alıcı ve New Mexico Üniversitesi’nden Prof. Steward Mennin’i konuk etti; ikincisi, 21 Mayıs’ta “Nasıl bir hekim yetiştirmek istiyoruz?” başlığı ile gerçekleşti. Bu programda, moderatörlüğünü yaptığım “Tıp Eğitiminde Amaçların Belirlenmesi” oturumunda eğitim uzmanı Prof. Ali Baykal, öğretim üyesi Prof. Zeynep Aydın ve TTB Pratisyen Hekim Komisyonu üyesi Dr. Nuran Doğramacıoğlu sunum yaptılar. Amaç saptamada temel ilkeler, öncelikli sorunlar ve müfredat programları paylaşıldı ve pratisyen hekim gözüyle eğitim süreci irdelendi. TEUAM’de yapılan duyurularla her bölümden ilgi duyan öğretim üyeleri aramıza katıldı; eğiticilerin eğitimi, amaç belirleme, müfredat belirleme ve değerlendirme komisyonları bu sayede kuruldu. 
 

Tıp Eğitimi Anabilim Dalı

İstanbul Tıp Fakültesi’nde, tarihsel bir geçmişi olan ve kolaylıkla işbirliği yapılabilen, eğitimle ilgili birikimli bir merkezin varlığı büyük bir kazançtı. Tıp fakültelerinde Tıp Eğitimi Anabilim Dallarının kurulması kararı ile diğer fakülteler için de böyle bir yapı kazandırılmak istendiğinden eminim. 

bottom of page