Aile Olmak
Sosyal gelişmeler sinüzoid bir eğilim takip eder. Yani alçalır, yükselir. Bu gerçek yaşamımızın özetidir.
Göçler
Babam, Bosna’nın Yeni Pazar-Tuzla mevkiinden, Türkiye’ye göç yoluna koyulduğunda iki yaşındaymış. Avusturya Macaristan İmparatorluğunun işgaline uğramış, ilhak görüşmeleri ile Boşnakların özerklik çekişmeleri arasında siyasi olarak her an patlamaya hazır Bosna’dan, dede ve babaanne her şeyden sakındıkları oğullarını kalp krizi nedeniyle, gelinlerini de doğum sonrası toprağa verip, en büyüğü 15 yaşında, biri bebeklik çağında, dört torunla Türkiye’ye 1907 yılında ulaşmış.

Altıntaklar
Babam 85, annem 92 yaşındaydı, tabiata döndüklerinde. İstanbul’da evlenmiş, Kadıköy merkezde yerleşmişler. Cumhuriyet’in onuncu yıl kutlama törenlerine katılıp orada nasıl heyecan duyduklarını anlatırlardı. Bergüzar ve Hüseyin çifti, babamın kurulan zafer taklarından esinlenerek aldığı Altıntak soyadı ile yollarına Kadıköy Yel Değirmeni semtinde devam ederler.

Bizim Aile
Aslında aile olarak en uzun süre bize ev olan mekan köy evimizdir. 1991 yılı yazında başladık, bu yıl 31. yaz dönemini geçirdik orada. Köyde bir tarla arsasına ev yapma fikri başta beni şaşırttı. Ancak zaman içinde yapamayız, gidemeyiz, bakamayız gibi korkularımın yerinde olmadığını yaşayarak gördüm.
